26 Ağustos 2020

Ses ve Müzik

 26 Ağustos 2020 Ankara

Ses ve Müzik

Daha önceki "Önce Ses Vardı" adlı yazımdan alıntı yaparak bu yazıma başlamak istiyorum.
Hint mitolojisinde çok bilinen ve mantra olarak kullanılan ses Aum'dur. Kısaca Om'da diyebiliriz. Maddi evren yaratılmadan önce alemleri, sonsuz uzay boşluğunu bu sesin kapladığına inanılır. Veliler, arifler, Hint'li gurular insanın zikirle/meditasyonla çok derinleştiğinde, düşüncelerini susturduğunda, bitkilerin ve hatta cansız maddenin titreşimlerini duyabildiğini söylüyorlar. [1]

Enerji ise bilgiden kaynaklanır. Yüce yaratıcının bilgisi ve düşüncesi sonsuzdur. O düşünmüş ve ol diyerek maddi evreni yaratmıştır. Yani madde düşünceden oluşmuştur. Evrensel Üstad Muzaffer Kınalı “O’nun Sırları Kitabında”[2] diyor ki;

"Renkler ve sesler hepsi birer elektromanyetik dalgadır. Her rengin ve her sesin titreşimi farklıdır. Pozitif renkler duru renklerdir, parlak renklerdir. Her bilginin rengi ayrıdır. Bilgi çeşidine göre, mahiyetine göre çakraların, auraların, letaiflerin renkleri ayrı olduğu gibi her canlının rengi aynıdır."

"Müzik, yani ses ruhun gıdasıdır" diye bir söz vardır. Ancak tabi ki her türlü ses, her türlü müzik ruhun gıdası değildir. Ruha şifa veren, huzur veren, ruhu zihni ve bedeni dinlendiren müzik dinlemek gerekir. Bitkiler hayvanlar  dahi sese, müziğe duyarlıdırlar. Dinlendirici klasik, sufi, meditasyon vb müzik dinleyen bitkilerin daha canlı ve neşeli oldukları, bu tür müzik dinleyen ineklerin keçilerin daha çok süt verdikleri tespit edilmiştir.

Çalışırken, dinlenirken, gevşerken ve meditasyon yaparken; bendeniz her zaman hafif ve sözsüz müzik dinlerim. Özellikle piyano ve flüt sesi insanı çok dinlendirir ve zihnin odaklanmasını sağlar. YouTube'da bu tarz o kadar çok müzik var ki. Bu tarz müziklerin videolarını yapandan ve YouTube'dan Allah razı olsun. Onlara sonsuz teşekkürler ediyorum.

Doğanın sesleri de ne güzeldir. Kuşların cıvıltıları ne güzeldir. Serçeler, güvercinler, bülbüller ve daha adını bilmediğim o kadar çok çeşitli kuş var ki; hepsi ayrı ritimde ve frekansda şarkı söylerler.

Hele yağmurun sesine ne demeli. Cisil cisil yağan yağmurun sesi ruha şifadır. Hafif hafif esen meltemin sesi ne güzeldir. Rüzgarda titreşen ağaç yaprakları, sonbaharda kuruyup yere düşmüş yaprakların sesi insana farklı duygular verir. Sararmış ve yere düşmüş yaprakların rüzgarda oradan oraya savrulması insana hüzün verir değil mi?

Şimdi de gelelim insan sesine. Yüce Allah'ım insana öyle bir gırtlak ve ses telleri vermişsin ki; ne muhteşem sesler çıkarır. Kadın seslerinden Zara'yı, Burcu Güneş'i, Funda Arar'ı ve şu anda aklıma gelmeyen bir çok kadın ses sanatçımızı dinlerken mest olurum.

Erkek seslerinden Barış Manço'yu, Erkin Koray'ı, Cem Karaca'yı, Fikret Kızılok'u dinlerken de mest olurum. Ve tabi ki benim idolüm, asrımızın ve gelecek asırların en büyük ozanı ve düşünürü Aşık Veysel'i dinlerken ağladığım çok olmuştur.

Sufi müziğin, ilahilerin en büyük sanatçısı Ahmet Özhan'ın sesini ve yorumunu da çok severim.

Şimdi aklıma geldi. Çocuk şarkılarını, milli marşlarımızı, kahramanlık türkülerimizi dinlerken çocukluğuma giderim, coşarım.

Sesi yaratan yüce Allah'ım senin ilmin ne yücedir. Sen yüce bir ve tek yaratıcısın.

[Galip Turpan] 

Kaynak:
[1] Önce Ses Vardı, Galip Turpan
[2] O'nun Sırları, Evrensel Üstad Muzaffer Kına

Hiç yorum yok:

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR (Ömer Sami Ayçiçek. Araştırmacı-Yazar) Bu, Yunus Emre denen şahıs artık çok oluyor! Ben bu veli z...