Ankara, 12:58
Her insan ruhu gelişimi boyunca yüzlerce hatta binlerce hayat
yaşar ve daha birçoğunu da yaşayacaktır. Her hayatında bir şeyler öğrenecektir
ve onu bir adım daha ileri götürür. Bilinçsizce karma yaratır ve bunları daha
sonraki hayatında kendisi çözer, tecrübe eder ve öğrenir. Bazı ruhlar bunu
diğerlerinden daha hızlı yaparlar. Evrende her şeyin özü budur. Gelişim ve
ilerleme. Bu sebepsiz yere olmaz. Daha büyük bir planın parçasıdır. Bu kozmik
plan; baş yaratıcı veya kaynak denilen bir varlık tarafından tasarlanmıştır.
Baş yaratıcı ile tanrı aynı şey değildir. Birçok tanrı
vardır. Her evren için bir tane. Tanrı, yaratıcının bir yönüdür. Tanrı,
yaratıcının yarattığı ve yönettiği evrenin idarecisidir. Yaratıcının yaratma
gücüne sınır yoktur, sonsuzdur. Peki biz insanlarda yaratıcı mıyız? Cevabım
evet, sadece insanlar değil her canlı yaratıcıdır. Her canlı taşıdığı kutsal tohumda
yaratılışın bilgisini taşır. Yüce Yaratıcı ışığı yaratmıştır ve daha sonra ışık
yoğunlaşarak atomları, atomlar molekülleri, moleküller DNA’yı, DNA dokuları ve
organları yaratmaktadır. Yaratım süreci en baştan sona doğru silsile ile devam eder. Bütün
bu yaratılış süreci ilahi kozmik plana göre devam etmektedir ve sonsuza kadar devam edecektir.
Her yaratım bir düşünceyle (farkındalıkla) başlar ve
farkındalıktan bir evren yaratılır. Bilim insanları buna büyük patlama
demektedir. Sadece bizim evrenimiz değil, sayısız diğer evrenlerde böyle
oluşmuştur ve hala oluşmaktadır. Siz bu yazıyı okurken dahi yeni büyük
patlamalar olmakta ve yeni evrenler yaratılmaktadır. Tüm evrenler hepsi kozmosu oluşturur. Yaratıcı
bulunduğu yerden arada bir kozmosu izleyip yönetmez. Yaratıcı var olan her
şeyin içindedir ve yukarıda sözünü ettiğimiz yaratma sürecinin her anını
tecrübe eder, yaşar. Mikro kozmostaki ve makro kozmosdaki her varlıkta ne kadar
küçük veya ne kadar büyük olursa olsun bilinç vardır. Dolayısıyla her şey
yaratıcının bir parçasıdır. Biz O’ndan ayrı değiliz. Yüzlerce yıl önce yaşamış
büyük mutasavvuf Hallacı Mansur bu gerçeği şöyle ifade etmiştir. “En-el Hakk,
Ben O’yum” ve demiştir ki “O’na döneceğine inanman için O’ndan olduğunu kabul
etmek gerekli” Bizim bugün ulaştığımız bilinç düzeyine, yüzyıllarca önce
yaşamış dervişler içlerine dönerek, zikirle, tefekkürle ulaşmışlardır. İlahi
sırlar insanın Öz’ünde gizlidir.
Her canlı yaratıcıdır. Her canlıda milyarlarca farklılaşmış
ve ayrı görevleri olan hücre vardır. Her hücre kendi başına olduğu gibi aynı zamanda
diğer hücrelerle de irtibat halindedir ve hepsi bir bütünü (çiçeği, böceği,
insanı) oluşturur. Vücudunuzun bir noktasına iğne battığında veya ateş
değdiğinde, bu acıyı bütün vücudunuzda hissedersiniz. Bir organınızdaki
hastalık iyileşip acınız kesildiğinde sağlık mutluluk hissini bütün vücudunuzda
hissedersiniz. Bu makrokozmosda da böyledir. Yaratıcı sürekli olarak sonsuz ve
sınırsız biçimlerde, renklerde, kokularda yaratılışın dansını deneyimler. En
derin acıları ve en büyük mutlulukları deneyimler. Bizler asla birbirimizden
ayrı değiliz. Her canlı tümüyle enerjiden oluşur ve enerji alanları (dalgaları)
birbirine bağlıdır. Başka bir insana baktığımızda aslında kendimizi görürüz.
Bir Sanskritçe mantrada söylendiği gibi “Onda kendimi, kendimde onu görüyorum”.
[Galip Turpan]