Ey kara toprak bir gün gelecek beni de bağrına basacaksın
Başımdaki servi ağacındaki kuş!, dalda kanat çırpacaksın
Benim sadık yârim kara topraktır yazacak mezarımın mermerinde
Çocuklarım gelecek ziyaretime ellerinde çiçekle
Aşık Veysel’im dedi, benim sadık yâri kara topraktır
Ey Galip sende dost dost diye nicesine sarıldın
Nice güzellere bağlandın kaldın
Sonunda dedin, benim sadık yarım kara topraktır
Sadık yârim kara toprağım, kuzu verdin süt verdin
Yemek verdin ekmek verdin et verdin
Kazma ile döğmeyince kıt verdin
Galip sonunda sadık yârine vardın
Karnın yardım kazma ile bel ile
Yüzün yırtım tırnak ile el ile
Yine beni karşıladın gül ile
Bir çekirdek verdim dört bostan verdin
Havaya baktım hava aldım
Toprağa baktım dua aldım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Bütün kusurlarımı toprak gizledi
Merhem çalıp yaralarım düzledi
Kolunu açıp yolumu gözledi
Benim sadık yârim kara topraktır
Her ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Galip’i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır.
[Galip Turpan, Aşık Veysel’imin eserinden uyarlanmıştır]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder