22 Temmuz 2020

Zaman makinesi olsaydı ve gençliğime dönseydim, mesela 17 yaşıma.

22 Temmuz 2020
Ankara


“Zaman makinesi olsaydı ve gençliğime dönseydim, mesela 17 yaşıma. Kendime şunları söylerdim. En önemli şey aşk” [1] diyor sevgili Nil Karaibrahimoğlu. Sen ne güzel insansın Nil, seni ve şarkılarını çok seviyorum. Nil’in şarkılarını dinleyin. Hepsi birbirinden güzel. Hayat dersleri ile dolu.

Ey aşk sen ne yüce bir duygusun. Şimdi yaşadığım aşkı 17 yaşımda yaşamaya başlamış olsaydım keşke. Keşke dememem lazımdı. Ağzımdan çıktı bile. Dün yapamadıklarım için hayıflanmıyorum artık. Bugünü anı yaşıyor ve anın hazzını alıyorum.

Sevdiğim şeyleri yapıyorum artık. Yapabildiğim işleri yapıyorum artık. Yapamadığım işleri mutlaka yapacağım diye kendimi zorlamıyorum. Yapabilenlere bırakıyorum. Yüce Allah son zamanlarda sevdiğim insanları karşıma çıkarıyor. İşlerimi onlarla yapmaya başladım. Zamanımı çok daha dolu geçiriyorum. Böylece sürekli aşkı yaşıyorum artık. Aşkın sırrını buldum ve şimdi bu sırrı paylaşıyorum.

Sevdiklerimin ellerini sıkı sıkı tutuyorum. Onlara kulak veriyorum. Onların dertleri ile dertleniyorum ve onlara aşk aşılıyorum. Nasıl ki bilgi paylaşıldıkça çoğalır. Aşk da öyle. Biliyor ki eğer ben aşkı doyasıya yaşarsam, bu ilahi aşk kalbimden taşacak ve çevreme de yayılacaktır.

Hayat alışkanlıklarla ilerler. Bir şeyi iyi yapmak istediğimde onu hemen alışkanlık haline getiriyorum. Neyi alışkanlık yaparsam hayatımın o alışkanlık olacağını onu yaşayacağımı biliyorum. Beynin çalışma mekanizması da böyle. Beyin tekrar ile programlanıyor. Bilgisayar gibi değil yani. Zihninize belli bilgileri ve düşünceleri yerleştirmek istiyorsanız, o düşünceyi tekrar etmelisiniz. Ben ne düşünürsem onu yaşayacağımı biliyorum. Sürekli aşkı, sevgiyi, iyiliği, şefkati vb. düşünürsem onu yaşayacağımı biliyorum. Sürekli korku, endişe, öfke vb. duyguları beslersem onu yaşayacağımı biliyorum. Nasıl mı biliyorum? Yaşadım da onun için.

Aşkın sırrına nasıl eriştim? Kendimi, özümü bilerek. “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen, ya nice okumaktır” diyor ya Yunus Emre, işte bende onu dinleyip kendimi, özümü bilme yolculuğuna çıktım. Bu yolculuk 31 sene önce başladı. Her sabah ve akşam özüme dönerek, zikir / meditasyon yaparak bugüne geldim. Ey yüce yaratıcı sonunda senin varlığının ve birliğinin sırrına eriştim. Şükürler olsun sana. Hani kitabında diyorsun ya, “nefsini bilen Allah’ı bilir”. Kendimi, özümü bilince seni daha iyi biliyorum ve anlıyorum. Kendimi bildim, seni bildim. Kendime aşık oldum, sana aşık oldum.





[1] Nil Karaibrahimgil, Kelebeğin Hayat Sırları

Hiç yorum yok:

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR (Ömer Sami Ayçiçek. Araştırmacı-Yazar) Bu, Yunus Emre denen şahıs artık çok oluyor! Ben bu veli z...