Ankara, 15:42
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
Sevgili kardeşim merhaba
Bu yazımda, "Nereye Baksam Sen Varsın Orada" başlıklı yazımda adı geçen O'ndan bahsedeceğim. O, aşağıda anlatacağım Birleşik Alan'dan da önce var olan ilahi varlıktır. O, ezelden beri var olan, ebediyen var olacak ilahi güçtür. O, Allah'tır, Tanrı'dır, sonsuz ve sınırsız yaratıcı enerjidir.
Birleşik alanın dört temel gücünü yaratan ilahi varlıktır, O.
Transandantal Meditasyon tekniğini geliştiren Maharishi Mahesh Yogi (Hindistan'da Fizik okumuştur), modern fiziğin 20.yüzyılda farkına vardığı birleşik alan ile aşkın bilinç arasındaki ilişkiyi açıklamıştır.
Birleşik alanın dört temel kuvveti
2. Kuvvetli nükleer kuvvet
3. Zayıf nükleer kuvvet
4. Gravitasyon (yer çekimi) kuvveti
Birleşik alandan var olan canlı cansız sayısız maddi varlıklar milyarlarca yıllık evrim sürecinde bu günkü formlarını almışlardır, ve bu evrim evrenin her yerinde ve her varlıkta devam etmektedir. Aşağıda fizik biliminin bize sunduğu birleşik alandan önce var olan ilahi güç, aşkın bilinç, sonsuz çeşitlilikler ve fırsatlar alanına erişmek için tek yöntem meditasyon yapmaktır. Meditasyon ile birleşik alanın potansiyelini açığa çıkarır ve evreni destekleriz.
Birleşik Alan Teorisi
Aşağıdaki yazı Erhan Kılıç'ın blogundan alıntıdır. Kendisine bu değerli bilgiyi paylaştığı için şükranlarımı sunuyorum. Kendisinin yazılarına erhankilic.org sayfasından erişebilirsiniz.
"Daha önce Kütleçekim Dalgalarının Keşfinin Sonuçları – 2 – Kuantum Alanları,
Higgs Alanı ve Şişme Teorisi yazımda belirttiğim üzere büyük
birleşim kuramı ya da diğer adıyla birleşik alan teorisi hakkında detaylı bir
kaynak bulunmadığından bir yazı yazmam gerektiğine dair kendime not düşmüştüm.
Şimdi bu yazıyı yazmanın zamanı geldi.
Bunun için biraz gerilere gitmek gerekiyor aslında. Her şeyi sırasıyla
anlatmak lazım. Biliyoruz ki evreni yöneten 4 temel kuvvet vardır.
Elektromanyetik kuvvet, kütleçekim kuvveti, güçlü nükleer kuvvet ve zayıf
nükleer kuvvet. Bu dört kuvvet birbirinden farklı bambaşka şeyler gibi
gözüküyor. Aslında öyle mi?
James Clerk Maxwell
19 YY’da elektrik ve manyetik kuvvetleri farklı olduğunu düşünülüyordu.
Fakat Maxvell elektrik ve manyetik kuvvetlerin aynı şey olduğunu ve
elektromanyetik kuvvetin bir alan içerisinde taşıyıcı parçacıklar ile
taşındığını buldu. Bunun yanında fotonların her daim saniyede 300.000 km hızla
hareket ettiğini buldular. O sırada newton fiziğinde göreceli hareket
olduğundan ışığın hızının neye göre 300.000 km hız olduğu düşünülüyordu. Bu hız
sabit ise neye göre sabit olmalıydı.
Sonuçta hareket göreceli bir kavramdır. Bunun içinden çıkamadıkları vakit
esir diye evrenin tamamını dolduran bir şey olduğunu idda ederek rahat bir
nefes aldılar. Bu esirin ne olduğu bilinmese de ışık onun içinde 300.000 km
hızla hareket edecekti. Fakat bu şu sorunu doğuruyordu. Biz eğer 250bin km hız
ile fotona doğru hareket edersek bu sefer fotonun hızı 550bin km hıza çıkması
gerekliydi. Ya da o hızla uzaklaşırsak fotonun bize göre hareketi 50bin km hıza
düşmeliydi. Oysaki yapılan ölçümlerde hız ne olursa olsun 300.000 km hız
olduğunu ölçülüyordu.
Albert Einstein
1905 yılında Eintein özel görelilik teorisini ortaya sürerek buna son
verdi. Fotonun gözlemci hangi hızda veya hangi yöne doğru hareket ettiği
farketmeksizin saniyede 300.000 km hızla hareket ettiğini öne sürdü. Bu sayede
arkaplan gereksinimi olan esire ihtiyaç kalmıyordu. İşin ilginci esir çok
farklı bir isimde farklı bir şekilde yeniden karşımıza çıktı ama düşünüldüğü
gibi değil elbette. Bunu yapabilmek için mutlak zamanı yıkıyor ve herkesin
kendi kişisel saati olduğunu ve göreceli zamanı ortaya çıkarıyordu.
Newton mutlak hareketi Eintein ise mutlak zamanı yıkmıştır. Öncelikle bu
nasıl diye düşürseniz klasik görüşümüze göre ışık hızına bakarsanız
yanılırsınız. Eintein’ın göreceli zaman fikri bizim bakışımızda yoktur çünkü.
Neyse konuyu uzatmadan devam edelim. Nasılsa uzatacağım bir yazı dizisi
gelecek.
Solda Steven Weinberg
ve Sağda Abdus Salam
Daha sonra ise Steven Winberg ve Abdus Salam yüksek enerji
düzeylerinde zayıf nükleer kuvvetin taşıyıcı parçacıkları w ve z bozonları ile
elektromanyetik kuvvetin taşıyıcı parçacığı fotonların aynı parçacık olarak
davrandıklarını öne sürdüler. 100 Gev (1 gev= 1milyar elektronvolt) enerji
seviyesinde fotonlar ve w, z bozonları aynı şekilde davrandığından bu iki
kuvveti birleştirerek elektro-zayıf kuvvet ismini verdiler.
Tek bir kuvvetin iki farklı bakış açısı olmasının sebebi olarak da foton
yüksüz bir bozon iken w ve z bozonlarının enerji düştüğünde simetri
kırılmasından dolayı kütle kazanarak farklı davranmaya başlamasıdır. Big
bangdeki simetri kırılmaları da (sıcaklığın düşmesi sırasındaki simetrinin
azalması) evrenin form geçişi olarak öngörülebiliyor.
Büyük Birleşim Teorisi
Bu grafikte 3 kuvvetin değişik enerji seviyelerindeki birleşimini ve daha ilerisinde ise süper birleşim teorisi olan 4. kuvvetin katılışı da resmediliyor.
Bu grafikte 3 kuvvetin değişik enerji seviyelerindeki birleşimini ve daha ilerisinde ise süper birleşim teorisi olan 4. kuvvetin katılışı da resmediliyor.
Daha sonra teorik
olarak 1015 GEV (1 gev= 1milyar elektronvolt) enerji
seviyesinde elektro-zayıf kuvvet ile güçlü nükleer kuvvetinde aynı kuvvet gibi
davranmaya başladığı tespit edildi. Teorik matematiksel hesaplamalarda
elektro-zayıf kuvvetin taşıyıcı parçacıkları ile güçlü nükleer kuvvetin taşıyı
parçacıkları gluonların aynı şekilde davrandığını ve aynı kuvvetin farklı
görünümleri olduğu anlaşıldı. Tabiki böyle bir enerji düzeyine
çıkamayacağımızdan ispatlanması neredeyse imkansızdır.
İşte bu üç kuvvetin tek bir kuvvet olarak birleştirilmesine büyük birleşim
kuramı ya da birleşik alan teorisi deniliyor. Bu kısaca kuantum alan teorisi ya
da standart model üzerine kurguludur. Fakat bununla da kalmayalım daha ileri
gidelim.
Teorik hesaplamaları
daha da ileri götürdüklerinde 1019 GEV enerji
seviyesinde en son olarak kütleçekim kuvveti de bu birleşmeye dahil oluyor.
Kütleçekim kuvvetinin taşıyıcı parçacıkları olduğu düşünülen gravitonlarında o
enerji seviyesinde diğer birleşik kuvvetin taşıyıcı parçacıkları ile aynı
davranmaya başlıyor teoride. Fakat bu seviye planck mesafesine sıkışmış evrenin
yani big bang anındaki evrenin enerji seviyesi ile aynı. Buradan nereye
yöneleceğimizi tahmin edebilirsiniz.
İşte bu şekilde tüm kuvvetlerin tek bir kuvvetn farklı görünümleri olduğu
teorisine süper büyük birleşim kuramı ya da süper birleşik alan teorisi
deniliyor. Bu neden önemli diyor olabilirsiniz. Evreni tanımlamak için daha
basit bir tanımlama sunmanın yanında big bang anın içinde önem taşıyor. Çünkü
çok küçük bir alanda çok büyük bir kütle yığılması nedeniyle kuantum fiziği ile
genel göreliliğin birleşmesi gerekiyor fakat bu da yapılamıyor. Bu iki teorinin
birleşmesi demek 3 kuvveti barındıran standart modelin yani kuantum alan
teorisinin genel görelilikteki kütleçekim kuvvetini kendine dahil edebilmesi
demektir. Buna da işte süper büyük birleşim teorisi, birleşik alan teorisi ya
da her şeyin teorisi deniliyor. Bu konudaki sıkıntıları, düşünceleri ise bir sonraki
yazımda belirteceğim. Zaten kuantum halka teorisi hakkındaki araştırmamı
bitirdiğimde uzun bir yazı dizisine başlayacağım. Yapabilirsem popüler
bilim kitabı haline getirip bastırabilirim. Ama e-kitap olarak ücretsiz
internetten sunacağım kesin. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere." [Erhan Kılıç]
Kendinizin ailenizin ve evrenin iyiliği ve evrimi için meditasyon öğrenin ve uygulayın.
Kendi Öz'ünüzdeki potansiyeli açığa çıkarmanız dileğiyle...sevgiler [Galip Turpan]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder