6 Mayıs 2021, Ankara
Sufi ney meditasyonu ney sesi ile yapılan ve sufizmin temel
prensipleri ile tasarlanmış bir meditasyondur. Meditasyonun anlamı, odaklanmak,
yoğunlaşmak ve dikkatini vermektir. Burada odaklanmak (konsantrasyon) dikkatimizi
nefesimize, kendimize vermektir. Sizlere öğrettiğim zikir/meditasyon tekniğinde
zikrimize/mantraya odaklanıyoruz. Zihnimizden gelip geçen düşünceleri sadece
seyrediyoruz. Düşüncelere takılmıyoruz, onlara odaklanmıyoruz.
Zikrimize/mantramıza odaklanıyoruz.
Sufi ney meditasyonundan fayda görmek için her gün sabah
uyanınca ve her gece yatmadan önce mutlaka yapmalısın. Haydi şimdi başlayalım.
Meditasyona nefesimizin farkındalığı ile başlayalım. Derin
bir nefes alın, ciğerlerinizi iyice doldurun. Sonra yavaşça verin. Çok güzel.
İstediğim şey şu anda olmak. Nefesi takip etmek. Nefes alıp verdiğimizin
farkında olmak ve yüceler yücesi Allah’a şükretmek. Haydi şimdi şükredelim,
havayı ve bizi yaratana.
Tekrar derin bir nefes alalım, verelim. Çok güzel. Nefes
alırken havanın burnundan girdiğini, akciğerlerinde bronşlara oradan kana
oradan hücrelerine ulaştığını düşün, tefekkür et. Nefes verirken kirlenmiş
havanın burun deliklerinden çıkışını izle. Şimdi tekrar derin nefes al ve yavaşça
ver. Çok güzel
Hayatın bilgeliği kabul ile başlar. Kabullenmek (tevekkül)
olgunluktur, kemale ermektir, farkındalıktır. Önce farkında olursun sonra kabul
etmeye başlarsın. Farkındalık en basitinden nefesini fark etmekle başlar, sonra
oturduğun koltuğu sandalyeyi hissederek, ellerini, başını, tüm bedenini
hissederek farkında olursun.
Şimdi dikkatini başına ver, derin nefes al, ver. Yüzünü
hissetmeye çalış. Mesela kulaklarını, burnunu, dudaklarını, şimdi de
omuzlarını, kollarını, sırtını, belini, dizlerini, ayakların, ayak baş
parmakların ve tüm vücudunu bir bütün olarak hisset.
Unutma en uzun yolculuklar ilk adımla başlar. Vücudunu fark
etmeye başladıkça farkındalığın artacak. Bu meditasyonlar sana yavaşlamayı
öğretecek. Yavaşlama tembellik değildir. Yavaşlarsan geç kalmazsın, aksine
işlerini zamanında bitirirsin. Acele edersen geç kalırsın, yavaşlarsan tam
olması gereken zamanda varırsın. Yavaşlamak farkında olmaktır. Demini almaktır.
Çay demlenmeden içilmez. Demlenmesi için beklemen lazım. Demlelen her şey daha
olgundur, daha iyidir. Mesleğin, işin ne olursa olsun yavaşlamayı öğrenmek
demlenmektir bilgece hareket etmektir. Aramızda acele hareket edenler var.
Bendenizde biraz öyleyim. Gençliğimde, 30lu 40lı yaşlarımda çok aceleciydim.
Şimdi artık yavaşlamayı öğrendim. Hala çalışma ile dinlenme dengesini sağlamış
değilim. Şirketimizin ve derneğimizin işerinin çokluğu sebebiyle çok çalışmam
gerektiğini sanıyorum. Ancak denge ile hareket etmem gerektiğini biliyorum. Bu
bilgiyi hayatıma geçirmem lazım.
Yavaşla, doğa acele etmez. Buna rağmen bizlere nice nimetler
sunar. Her gün salonumuzun penceresinden dışarı bakarım ve buğday tarlasını
seyrederim. Geçen sene ekim ayında çiftçi kardeşim toprak anayı sürdü ve tohumu
ekti. Aradan 7 ay geçmesine rağmen henüz buğday 7-10 cm uzunluğunda çime
halinde. Olgunlaşıp başağa dönüşmesi için 2-3 ay daha var. Yani tohumun başağa
dönüşmesi ve ürün vermesi için toplam 9-10 ay geçmesi gerekiyor. Çok ilginç
değil mi? İnsan hücresinin de gelişip
doğması için 9 ay 10 gün geçmesi gerekiyor.
Galip Turpan
Kaynak:1. Hakan Mengüç,
2. Dağarcığımdaki bilgi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder