02 Ocak 2021

Sağlık Üzerine Sohbet-02 Su, Hayat Kaynağımız

 Ankara, 2 Ocak 2021

Sevgili kardeşlerim merhaba. Gününüz ve gönlünüz aydınlık olsun.

Bu günkü konumuz su. Hayat kaynağımız. 

Sadece biz insanlar için değil, hayvanlar ve bitkiler içinde hayat kaynağı. Besin zincirindeki denizlerde yaşayan tek hücreli hayvan ve bitkilerden biz insanlara kadar su hayat kaynağı. Su, yani H20 molekülü sihirli bir madde. Bu molekül sayesinde canlılık kazanıyoruz. Suyun hayatın başlangıcı ve kaynağı olduğunu bilen bilim insanları, uzayda diğer gezegenleri araştırırken, dünyamızdakine benzer hayat olabilecek gezegenleri araştırırken, oralarda su olup olmadığını araştırıyor.

Suyun bedenimiz için ne kadar önemli olduğunun göstergelerinden en başta geleni şudur. Vücudumuzun % 70'i sudur. Bedenimiz ne kadar susuz kaldığı zaman zaman ölüm gerçekleşir sorusunu internette araştırdım. Prof.Dr. Mustafa Özdoğan diyor ki "Genel olarak, yetişkin bir kişinin 1 ila 2 ay arasında yemeksiz hayatta kalması muhtemeldir. Buna karşın yiyeceklerde olduğu gibi, insanların susuz ne kadar yaşayabileceğini tam olarak söylemek zordur. Sağlıklı bir yetişkin genelde 3 güne kadar susuzluğa dayanabilirken, bu sürenin çok nadir olarak 8-10 güne kadar uzayabildiği görülmüştür"

Bedenimize faydalı olabilmesi için suyun temiz olması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi size çok fazla bilinmeyen su hakikatlerinden bahsedelim. Suyu mümkünse doğal kaynağından, akarsudan doldurup içmek en doğrusudur. Doğal kaynak suyu hafif sudur. Tabi ki günümüzde bunu yapmak biz özellikle şehirlerde yaşayanlar için kolay değil. Bu gerçeği bilen insanların arabalarına su bidonlarını doldurup kaliteli, şifalı temiz su kaynaklarına gidip bidonlarını doldurup evlerine geri döndüklerini gördüm.

Doğal kaynağından su bulamayan biz şehirlilerin yapacağı en doğru şey, damacana su içmek. Ancak damacana plastik olmamalı. Biliyorsunuz günümüzde plastiğe savaş açıldı. Plastiğin zararını hepimiz biliyoruz. Cam damacanada kaynak suyu satan su şirketleri var. Onları araştırıp o suyu tütekmek lazım.

Cam damacanada su satın alacak maddi gücünüz yoksa, o zaman çeşme suyunu sürahiye doldurup en az 4-5 saat beklettikten sonra içindeki klor gazının uçmasını bekledikten sonra içmek daha iyidir. Biliyorsunuz şebeke suyu baraj veya gölden gelir ve bu su ağır sudur. Ayrıca şebekeden gelen basınçlı su çok yol kat ettiği ve çok sayıda boru dirseğini döndüğü için suyun kristal yapısı ve enerjisi bozulur. Eskiden atalarımız suyu toprak testide bekletip içerlerdi. Çocukluğumdan hatırlıyorum. Toprak testiden içtiğim suyun tadını hiç bir suda bulamıyorum. Suyu dinlendirmek için cam veya bakır sürahide bir gece bekletmek iyidir. 

Suyun şifasından faydalanmak için sürahiye dua okumak da faydalıdır. Suyun hafızasının olduğunu biliyor musunuz? Japon Bilim İnsanı Dr. Masaru Emoto su ile deneyler yapmış ve suyun hafızası olduğunu bulmuştur. Suya güzel sözler söylendiğinde, hafif müzik dinletildiğinde ve sonra dondurulduğunda buz kristallerinin çok güzel, kötü sözler söylenip rock müzik dinletildiğinde buz kristallerinin şekilsiz olduğunu keşfetmiştir. Bu konudaki videoyu izlemek isterseniz lütfen aşağıdaki web sayfasına gidin.
https://youtu.be/63KB4OL-sY0

Ayrıca "H2O sen aziz bir molekülsün" isimli şiirimi okumak isterseniz aşağıdaki sayfaya gidin

https://galipturpan.blogspot.com/2020/07/h2o-sen-ne-aziz-bir-molekulsun.html

Din inancından kaynaklanan bu bilgiye sahip atalarımız suya dua okurlardı. En azından hepiniz bilirsiniz, suyu içmeden önce besmele çekilir.

Şimdi de sizlerle geleneksel tıp ekolünden gelen merhume Dr. Aidin Salih hanımefendinin su hakkında yazdıklarını paylaşmak istiyorum.

"Hz.Muhammed (sav), Dünya'da ve ahirette de içeceklerin efendisi sudur" demiştir.

Su vücutta nemi dengede tutmak, sindirim, sindirilen besinlerin emilimi ve hücrelere taşınması, fazlalıkların ve zararlı maddelerin eritilerek dışarı atılması gibi bütün bu bedensel işlemler yegane eritici olan su vasıtasıyla gerçekleşir. Ayrıca proteinleri bir arada tutan, hücreyi ve dokuları yapan sudur, yani H2O molekülüdür.

Su molekülleri enerji bağıyla birbirine bağlanarak kristal bir kafes oluşturur. Su moleküllerini bir arada tutan bu enerji bağı, dışarıdan gelen olumlu be olumsuz etkilere açıktır. Suyun hafif ya da ağır olması bu enerjinin pozitif ya da negatif olmasına bağlıdır. 

Sözlerimi dervişlerin birbirlerine söyledikleri bir sözle bitirmek istiyorum.

"Su gibi ol Aziz'im"

Selam ve sevgiler

Galip Turpan


Hiç yorum yok:

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR (Ömer Sami Ayçiçek. Araştırmacı-Yazar) Bu, Yunus Emre denen şahıs artık çok oluyor! Ben bu veli z...