08 Aralık 2021

Her Çağda Nuh'un Gemisi

HER ÇAĞDA NUH’UN GEMİSİ

 

          Geçenlerde vefat eden ünlü şair Sezai Karakoç şöyle diyor:  “Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun, inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır.”

 

          Bu anlamda Geminin mecazi bir manası var. İnanan iyi insanlar maneviyattaki Nuh’un Gemisi’ne binerek kurtulacaklardır. Ama her çağın aksine bu çağda insanlar Nuh’un Gemisi’ni fiziki olarak da görecekler.

 

          Bu ilahi hadise yani Nuh’un Gemisi programı bitmemiştir. Yüce Allah bu Gemiyi ahir zamanda ortaya çıkartmak için saklamıştır. Yani günü geldiğinde bu Gemi ortaya çıkacak ve görevini tamamlayacaktır. Ve artık o gün gelmiştir. Bu görevin ne olduğunu zaten birçok kitabımızda anlatıyoruz. Burada da iki cümle ile özetleyeceğiz ama bundan önce araya küçük bir yazı koymak istiyorum.
[Ömer Sami Ayçiçek]

 

          Değerli kardeşim Galip Turpan Bey, arkadaşı Recai Çağlayan’ın bir yazısını bana gönderdi. Bu yazıyı çok beğendim, arz edelim:

***

 NUH GEMİSİ; ANALİTİK DÜŞÜNCE ;YÜKSEK İDRAK DAĞI VE EVRENSEL MESAJI !....

         Nuh Gemisi süreci devam etmektedir. Bu Gemi ve bu Geminin hedefi bugün de vardır. İstikamet, Nuh’un Gemisi’nin izlediği rotadır.

 

Bu Geminin ana gayesi bütün insanların beşerî tûfânlardan kurtulmaları ve Allah’a kavuşmalarına yardımcı olmaktır.

 

Bunun sırrı henüz aklın ve analitik düşüncenin varamadığı ve idraklerin henüz yetmediği Hz. Nuh anlayışındadır.

 

NUH; tüm dünyada din tektir fıtrat dini. (İslam= selamete kavuşmak güven ve barış içinde olmak.) Ortada başka din yoktur, bölüp parçalanmamanın adı DİN’dir.

 

Hz.Nuh. (İnançlı ve bu imanına inatçı bir şekilde sarılan kişi.)

 

Hz.Nuh Gemisi. (İdrak ve anlayışı.)

 

Gemi = Varlığı dışlamayan her canlıyı bütünün bir parçası gören birbirinin haklarına saygılı, hoşgörülü empatisi gelişmiş yüksek idrak sahibi anlayışlar bütünüdür.

 

Bu yüksek anlayış ve idrak gemisi üç katlıdır. Alt tabaka vahşi haşarat denilen hayvanlar, orta tabakada sair ehli hayvanlar, üst tabakada Hz.Nuh ve bu anlayış ve davranışa iman etmiş olanlar bulunuyor.

 

(DİKKAT EDİLİRSE EN ALTTAN YUKARI DOĞRU BİR EVRİLME SÖZ KONUSU.)

 

Yani bu yüksek kültür ve anlayış gemisinde varlığın her kademesine saygılı ve yaşamı bir bütün olarak görme idrakinde olan insanların dağın eteklerinden en doruk noktasına ulaşana kadar tuğyanlar (fırtınalar) geçirerek ulaşması anlatılmaktadır. Bu tuğyanlar esnasında hedefteki bu anlayışlar bütününü idrak edip birbirlerine saygılı olup bu sürece iman edenlerin (bu anlayışlar bütünü gemisine binenlerin) diğer varlıklar gibi tuğyan içinde telef olmayacaklarını ve sükunetle o yüksek idrak dağının doruklarına salimen ulaşacaklarını ifade eder.

 

Kur’an’da geçen tennurun kaynaması yukarıda anlattığım varlığı bir bütün olarak gören inanan insanların gönüllerinin bu hedef doğrultusunda iman ve inançlarının kaynar duruma geldiklerini ve bu kaynama noktasından sonra bu anlayışlar bütününün en üst seviyesi olan dağın en üst seviyesine ulaştıklarını ve ulaşmaya devam edildiğini anlatır bu Gemi ve hedef bugün de vardır ve de süreç devam etmektedir anılan güvercin ve zeytin (barış, sükut,  esenlik ) ise tüm bu süreci gören anlayışın dağın üst noktasına diğer varlıkları çeken anlayışın simgesidir. Bu dağın en üst noktası barış, sükut, esenliğe ulaşıldığı noktadır işte o nokta; Kur’an’da geçen Fecr 27, “ey sükûna kavuşmuş benlik!” Fecr 28, “ey gönül huzuruna ermiş ruh! Sen Rabbinden razı, O senden razı olarak dön Rabbine! Sen de katıl has kullarımın içine, gir cennetime”nin tecelli etmiş halidir.

 

“Biz kesin bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri (delilleri ) apaçık gösterdik.”(2/118.)

 [Recai Çağlayan]

***

Yazımız böyle. Şimdi bu yazıyı tamamlayalım ve Geminin görevinin ne olduğunu arz edelim.

 

Gemiyi Cudi-Ağrı Dağı’nda, manevi merkezi 4417. metrede, bu yüksekliği zirveye göre 142 derecelik açı ile kesen yerde bulmuştuk. (Rabbimiz 2004 yılında o noktada Gemisini bize göstermişti ve şimdi artık insanlığa gösterilme aşamasındayız.) İşte Recai Beyin yazısında bahsettiği niteliklere eren insanları Gemi bu noktada manen içine alacaktır. Bu 4417 sayısı anlamsız değildir. 7 nefsini 1 Allah ile ıslah ederek 44 realitesine yani Cudi’ye varan, böylece cömertlik sunar hale gelen insanın matematik ifadesidir bu sayı. Sağın adamı olmuştur bu insan. Bu sayı sağdan 4417 diye okunur.

 

İşte kendi çabasıyla basamakları birer birer tırmanarak 4417’ye varan insanı Gemi alıp zirveye götürecektir. Yani Gemi ortaya çıktığında (ki, insan üzerinden çıkartılıyor) hak etmiş insanları manen içine alarak tekrar hareket edecek ve onları Recai Beyin dediği gibi Dağın zirvesine götürecektir. Anlaşılacağı üzere Geminin seferi bitmemiştir ve seferini tamamlamak üzere hem somut hem soyut olarak varlığını gösterecek ve görevini yapacaktır. Bu nedenle Muhyittin Arabi, “Seferler” isimli kitabında, “Nuh’un seferi uzar” demiştir.

 

Sezai Karakoç gibi, Recai bey gibi sayısız iyi insanlar tüm bunları akıllarının ve kalplerinin derinliklerinde hissediyorlar.  Bu devrin insanı mutlaka Gemiyi görecektir. Bu devrin insanı Gemi ile yüzleşmek kaderiyle yükümlü kılınmıştır.

 

Gemi 4417’ye varan insanları manen bünyesine alarak zirveye götürecektir. Bu sırada geri kalan insanlar kendi günahlarında boğulacaklardır. (Bu boğulma maneviyatta böyleyken, fizikte salgın hastalıklar, savaşlar ve felaketler olarak kendini gösterecektir.)

 

Gemi bu mübarek Dağa sıratı müstakim yolundan yani dosdoğru bir yol üzerinden gelmişti. Bu yol üzerinden devam ederek zirveye varacaktır. Bu yolun matematik ifadesi 142’dir. Bu sayının anlamlarına burada girmiyorum. Yalnız şu kadarını söyleyelim: 42 sayısı Allah isminin alfabetik sayısal değeridir. 142 ise “Bir Allah” demektir. İşte Gemi Bir Allah yolundan yani la ilahe illallah yolundan ilerleyerek zirveye, yine Allah’a  varacaktır. Ağrı-Cudi Dağı’nın zirve yüksekliği 5137 metredir. Bu sayının birçok anlamları vardır. (Sırf bu sayı işle ilgili olarak, “5137 Zirvenin Hakikati” isimli bir kitap yazdık.) Bu sayının ondalıklarını topladığımızda; 5+137=142 etmektedir. Dahası zirve koordinatlarının toplamı da mucizevî olarak; 44+17+39+42=142 etmektedir. Yani zirve her zerresiyle; “Bir Allah, la ilahe illallah” diye haykırmaktadır.

 

İşte Gemi, iyi kulları bu zirveye, Allah’a ulaştıracaktır. Bunun Kur’an’i anlamı; Gemiye manen binen insanların mahşer üzerinden yeni yer küreye, nurla tamamlanmış dünyaya geçirilmesidir. “Bu iş böyle gitmeyecektir, Allah pisi temizden ayıracak, yeryüzü Rabbin nuruyla parıldayacak, nurla tamamlanmış yeni dünya kurulacak ve yeryüzüne O’nun barışsever kulları varis olacaktır.” İşte böyle diyor ayetler.  

 

Ve artık insanlık bunların gerçekleştiği zamana girmiştir. Artık vakit gelmiştir. Onlarca kitabımızda bu dönemde Müslüman Türk Milletinin bu ilahi olaydaki yaptıkları işlerini anlatıyoruz. Bu millet 4417’ye insanlığı ulaştırmıştır. Bunun anlamı; insanlık yok edilmeyecek ve Altınçağa geçecek demektir. Bize düşen görev hem bu Gemiye binmek hem de mümkün olduğu kadar çok insanı Gemiye binebilir hal ve idrake ulaştırmaktır.

[Ömer Sami Ayçiçek]

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR

BU YUNUS EMRE DENEN ŞAHIS ARTIK ÇOK OLUYOR (Ömer Sami Ayçiçek. Araştırmacı-Yazar) Bu, Yunus Emre denen şahıs artık çok oluyor! Ben bu veli z...